YALAN HABER
Basın basın-yayın mecralarında “Buca Orman Yangın Eğitim Merkezi’nin kapatıldığı” ve “Antalya Belek Orman Yangın Üssü’nün otel yapımına açıldığı” şeklinde yer alan iddialar
DOĞRUSU NE?
Öncelikle; 2011 yılında Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile “Uluslararası Orman Yangınları Eğitim Merkezi Müdürlüğü” kurulmuş, 2015 yılında ismi “Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi Müdürlüğü (UOEM)” olarak değiştirilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğü, eğitim faaliyetlerinin daha modern, kapsayıcı ve uluslararası normlara uygun biçimde sürdürülmesi amacıyla Antalya’da yer alan Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi’ni faaliyete geçirmiştir.
Bu gelişmeye paralel olarak İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı olarak Buca’da faaliyet gösteren merkez, 4 yıl süren eğitim faaliyetlerinin ardından yapılan verimlilik ve altyapı değerlendirmeleri sonucunda kapatılmıştır.
İzmir’deki yerleşke, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün talebi üzerine Üniversiteye devredilmiştir. Eğitim faaliyetlerinde herhangi bir aksama yaşanmamış; bilakis eğitim altyapısı güçlendirilmiştir.
İkincisi; Belek Orman Yangın Üssü olarak bahsedilen alan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın imar planlarında korunmuş olup yapılaşmaya veya otel planlamasına konu edilmemiştir. Bu alan, planlarda “yangın üssü” olarak tanımlanmakta ve işlevini korumaktadır.
İlgili arazinin tahsis süreci de şeffaftır. 1990 yılında Serik Belediyesi’ne kamping tesisi amacıyla tahsis edilen alanın söz konusu tahsisi, belediye tarafından izinsiz yapılaşma ve üçüncü kişilere kiralama gibi uygulamalar nedeniyle 2013 yılında iptal edilmiştir.
2022 yılında kamping alanının kıyı cephesi küçültülmüş, kamu yararına hizmet eden halk plajı alanı ise 500 metreye çıkarılarak genişletilmiştir. Yangın üssü olarak tanımlanan alan ise OGM’nin İlk Müdahale Ekip Merkezi olarak faaliyetine devam etmiştir.
Halkı yanıltma saikiyle gerçeğe aykırı bilgilerin ısrarlı şekilde paylaşılması, Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi uyarınca suç teşkil etmektedir. Vatandaşlarımızın, yalnızca resmî makamların açıklamalarına itibar etmesi önem taşımaktadır.
YALAN HABER
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması ve bu hatta ilişkin Uluslararası Tahkim süreciyle ilgili açıklamaları
DOĞRUSU NE?
Öncelikle, “Cumhurbaşkanı’nın bir imzasıyla 50 yıllık anlaşma iptal edildi” ve “Meclis’e açıklama yapılmadı” iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Söz konusu anlaşma 1973’te yürürlüğe girmiş, 2010’da yenilenmiş; değişen bölgesel koşullar ve enerji piyasalarındaki gelişmeler çerçevesinde güncelliğini yitirmiştir.
Türkiye ile Irak arasında daha kapsamlı bir enerji iş birliği süreci başlatılmış, bu doğrultuda mevcut anlaşmanın 27 Temmuz 2026 itibarıyla sona ereceğine dair Cumhurbaşkanı Kararı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Dolayısıyla kamuoyuna açıklama yapılmadığı iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.
İkinci olarak, Tahkim süreciyle ilgili “Türkiye’nin 1,471 milyar dolar ceza aldığı” ve “Cumhurbaşkanının bu parayı mal varlığıyla ödemesi gerektiği” gibi ifadeler sorumsuzca ve gerçeği çarpıtan niteliktedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2023 yılında tahkim kararının hemen akabinde gerekli açıklamaları kamuoyuyla paylaşmıştır.
Doğrusu; Paris merkezli ICC Hakem Heyeti, Irak’ın 5 talebinden 4’ünü reddetmiş; Türkiye’nin taleplerinin çoğunu kabul ederek, her iki taraftan tespit ettiği ihlaller nedeniyle karşılıklı tazminat ödenmesine karar vermiştir. Tahkim kararının Irak lehine tazminata hükmedilen kısmına ilişkin Türkiye’nin Paris’te başlattığı iptal davası ise halen sonuçlanmamıştır.
Öte yandan, açıklamaya konu edilen tahkim kararının, 4 Ekim 2023 tarihinde ABD Vaşington Bölge Mahkemesinde açılan tenfiz davası dosyasından alındığı anlaşılmaktadır. Davanın açılmasının akabinde kamuya açık hale gelen ve herkes tarafından ulaşılabilen tahkim kararı üzerine geçtiğimiz süreçte akademik makaleler dahi yazılmıştır. Dolayısıyla gizli bir belgeye ulaşıldığı iddiaları da gerçeği yansıtmamaktadır.
Vaşington’daki tenfiz davasında Türkiye ve Irak, tahkim kararına istinaden karşılıklı olarak birbirlerinden tazminat talebinde bulunmaktadır. Bu dava ise henüz sonuçlanmamıştır. Dolayısıyla ortada henüz kesinleşmiş bir tazminat kararı da bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, Yavuzyılmaz’ın açıklamaları, hukuki süreçleri tamamlanmamış bir konuda, teknik gerçeklikleri görmezden gelen, davada Türkiye lehine hükmedilen tazminat miktarını göz ardı eden, Türkiye’nin tezlerini karartmaya çalışan ve Türkiye ile Irak arasına nifak tohumları ekmek isteyen bir karalama kampanyasıdır.
Ana muhalefet yetkilisi bir ismin, iki yıldan uzun bir süre önce yayınlanmış haberleri bugün yaşanmış gibi tekrar gündeme getirerek Türkiye’yi uluslararası alanda var olmayan bir tartışmanın içine çekmeye ve siyasi saiklerle haksız göstermeye çalışması, uluslararası düzeyde sorumsuz bir tutumdur.
YALAN HABER
Sosyal medya mecralarında, “Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapmak isteyen diplomatik plakalı bir araçta yüklü miktarda yasaklı madde ele geçirildiği” yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Sosyal medya mecralarında, “Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapmak isteyen diplomatik plakalı bir araçta yüklü miktarda yasaklı madde ele geçirildiği” haberi üzerinden, aracın Türk diplomatlara ait olduğu izlenimi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu iddialar, gerçeği yansıtmayan ve kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan bir dezenformasyon faaliyetidir.
Gerçekte, söz konusu araç Belçika diplomatik plakası taşımaktadır. Belçika’dan hareket eden araç Kongo Cumhuriyeti’nin Brüksel’de görevli bir diplomatına aittir. Aracın sürücüsünün Bulgaristan vatandaşı ve yolcusunun Belçika vatandaşı olduğu Bulgar kolluk kuvvetlerince tespit edilmiştir.
Operasyon, Bulgaristan makamlarınca kaçakçılıkla mücadeleye yönelik uluslararası bir kolluk faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Hadisenin Türkiye Cumhuriyeti, Dışişleri Bakanlığı görevlileri ya da herhangi bir vatandaşımızla doğrudan veya dolaylı hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
Buna rağmen, bazı çevrelerce sosyal medyada yapılan maksatlı paylaşımlarla Türk diplomasisi ülkemiz hedef alınmakta ve kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturulmak istenmektedir. Bu tür dezenformasyon içeriklerinin temel hedefi, ülkemizin, dış temsilciliklerimizin ve diplomatlarımızın itibarını zedelemektir.
Kamuoyunun, yalnızca resmî makamlarca yapılan açıklamalara itibar etmesi; manipülatif ve kasıtlı olarak yanıltıcı bilgiler içeren paylaşımlara karşı dikkatli olması büyük önem taşımaktadır.
YALAN HABER
Bazı sosyal medya paylaşımlarında, “Şehidimiz var, dedikleri üsteğmen resmi olarak şehit kabul edilmemiş, ailesine maaş bile bağlanmamış” şeklindeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Pençe-Kilit Harekâtı kapsamında 2022’de yürütülen bir operasyonda, bahse konu Mehmetçiğimizin bulunduğu tim saldırıya uğramış; kendisine veya naaşına ulaşılamamış, yapılan tahkikat sonucunda görev esnasında hayatını kaybettiği kanaatine varılmıştır.
Bunun üzerine oluşturulan heyet, Mehmetçiğimizin ailesiyle iki kez görüşerek bilgi vermiş ve şehitlik işlemleri için rızaları talep edilmiştir. Ancak aile bu talebi kabul etmemiştir.
Millî Savunma Bakanlığımız ailenin iradesi doğrultusunda bir resmî açıklama yapmamış; personel hâlen görevdeymiş gibi özlük haklarını, maaşını ve tüm tazminatlarını eksiksiz şekilde ödemeye devam etmiş; Mehmetçiğimizin ailesi herhangi bir mağduriyet yaşamamıştır.
Naaşı bulunamayan kişilerle ilgili ölü kaydının düşülmesi ya da şehitlik statüsünün tanınması, yalnızca idarenin kararıyla değil, mevzuata uygun şekilde belgeler, aile rızası ve yargı kararlarıyla mümkündür. Süreç, yasal zeminde ve tarafların onayıyla yürütülmektedir.
Bu konuda ileri sürülen mesnetsiz iddialar, hem hassas bir süreci istismar etmekte hem de Mehmetçiğimizin ailesinin mahremiyetini zedelemektedir. Kamuoyunun, doğruluğu teyit edilmemiş, çarpıtılmış içeriklere itibar etmemesi önemle rica olunur.
YALAN HABER
Bazı sosyal medya mecralarında, “Bursa Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu’ndan 39 öğrencinin 2025 LGS’de 500 tam puan aldığı” yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Doğrusu; Bursa il genelinde 17 farklı okuldan toplam 20 öğrenci 2025 LGS’de 500 tam puan almıştır. Bu öğrencilerin yalnızca 2’si imam hatip ortaokulu mezunudur. Dolayısıyla söz konusu okuldan 39 öğrencinin 500 tam puan aldığı yönündeki iddia tamamen asılsızdır.
İddiada adı geçen okulun sosyal medya paylaşımında, Türkiye genelinde 500 tam puan alan tüm imam hatip ortaokulu öğrencileri tebrik edilmiş olup, paylaşımda sadece kendi okullarına ilişkin böyle bir başarı beyanı yapılmamıştır.
Bu durum, paylaşımların çarpıtıldığını ve kasıtlı şekilde yanlış algı oluşturulmaya çalışıldığını ortaya koymaktadır.
Eğitim gibi hassas bir alanda, özellikle öğrencilerimizin emeğine gölge düşürecek, kamuoyunu yanıltacak bu tür asılsız iddialara itibar edilmemesi büyük önem taşımaktadır.
Gerçek dışı içeriklerle toplumda güvensizlik oluşturmak isteyen çevrelere karşı dikkatli olunmalı, yalnızca Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan resmî açıklamalar dikkate alınmalıdır.
YALAN HABER
Bazı basın yayın organlarında yer alan, “Kadın konukevlerinin yetersiz olduğu, şiddet gören kadınların yer bulamadığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konuda herhangi bir yatırım planı bulunmadığı” yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız şiddet mağduru kadınlara yönelik koruyucu ve destekleyici hizmetlerini etkin bir şekilde sürdürmekte; şiddet mağduru hiçbir kadın, kadın konukevi hizmetinden faydalanmak istediğinde geri çevrilmemektedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, şiddet mağduru kadınlara yönelik koruyucu ve destekleyici hizmetlerini etkin ve kesintisiz bir şekilde %70-75 doluluk oranıyla hizmet vermekte ve her ilde en az bir kadın konukevi bulunmaktadır.
Nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelerin kadın konukevi açma yükümlülüğü takip edilmekte; rehberlik ve danışmanlık hizmeti sağlanmakta; Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı kapsamında kapasite artırımı çalışmaları devam etmektedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, kadınların şiddetten korunması ve desteklenmesine yönelik hizmetlerini hem mevcut altyapıyla hem de yeni yatırımlarla etkili ve sürdürülebilir şekilde yürütmektedir.
YALAN HABER
Bazı basın-yayın organları ve sosyal medya platformlarında Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda gerçekleşen silah bırakma sürecine ilişkin çok sayıda dezenformasyon içerikli iddialar
DOĞRUSU NE?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bir devlet politikası olarak ilgili kurumlarca yürütülen Terörsüz Türkiye süreci, Cumhur İttifakı’nın terörle mücadeledeki kararlılığını ve milli birliğe olan sarsılmaz inancını açıkça ortaya koymaktadır.
Terörsüz Türkiye süreci, devletin ilgili kurumlarının eşgüdümüyle; ulusal güvenlik öncelikleri gözetilerek, kontrollü, şeffaf ve kararlı bir şekilde yürütülmektedir.
Terörden arındırılmış, istikrarlı ve refah dolu bir Türkiye vizyonunu hayata geçirmek üzere atılan bu tarihi adım, ülkemizin istikrarı ve kalkınması adına milletimiz tarafından geniş ölçekte sahiplenilmektedir.
Süreç boyunca yaşanabilecek dezenformasyon ve karalama girişimlerine karşı kamuoyunun dikkatli olması, resmi kurum ve güvenilir kaynaklardan yapılacak açıklamalara itibar etmesi önemle rica olunur.
YALAN HABER
Bazı basın yayın organları ve sosyal medya platformlarında yer alan “Torba yasa ile ormanlar, zeytinlikler ve meralar sermayeye açılıyor; bu da orman yangınlarını artıracak” yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Kamuoyuna “ormanların tamamen enerji ve madencilik faaliyetlerine açıldığı” şeklinde yansıtılmaya çalışılan torba yasa teklifi, 6831 sayılı Orman Kanunu’ndaki izin süreçlerinde herhangi bir değişiklik getirmemektedir.
3213 sayılı Maden Kanunu’nda yapılan düzenleme, yalnızca izin sürecinin vatandaşlar adına Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından yürütülmesini sağlamaktadır. Bu değişiklik, izin kriterlerinde veya çevresel değerlendirme süreçlerinde herhangi bir farklılık içermemektedir.
Ayrıca, madencilik faaliyetlerinin orman yangınlarına neden olduğuna dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Aksine, maden işletmeleri, yangınla mücadele konusunda altyapı ve müdahale desteği sağlayarak önemli katkılar sunmaktadır.
Yürürlükteki mevzuat gereği, ormanlarda faaliyet gösteren tesisler yangınlara karşı gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İlgili kurumlarımız ise ormanlarımızın korunmasına yönelik denetim faaliyetlerini titizlikle sürdürmektedir.
Kamuoyunun, doğruluğu teyit edilmemiş, manipülatif içeriklere itibar etmemesi önemle rica olunur.
YALAN HABER
Bazı basın ve yayın organlarında yer alan, “Geçen yıl 720 bin kız çocuğu ilkokul 4. sınıftan sonra okulu bıraktı” şeklindeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 2023-2024 eğitim öğretim yılında 5. sınıf düzeyine tekabül eden yaş grubundaki kız çocuklarının net okullaşma oranı %98,68’dir. Bu oran, iddialarda ileri sürülen rakamların istatistiki gerçeklikten tamamen uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
Son yıllarda hayata geçirilen sosyal politikalar, teşvik programları ve eğitim projeleri sayesinde, kız çocuklarının okullaşma oranında önemli bir artış yaşanmıştır. Toplumun tüm kesimlerinin eğitime erişimini sağlamayı amaçlayan bu uygulamalar, kız çocuklarının eğitim sürecine aktif katılımını desteklemiştir.
Devletimiz, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla tüm imkânlarını seferber etmekte; bu doğrultudaki çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından her yıl düzenli olarak yayımlanan temel eğitim istatistikleri —okullaşma oranları da dâhil olmak üzere— https://sgb.meb.gov.tr/www/resmi-istatistikler/icerik/64 adresi üzerinden kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.
Bu nedenle, eğitim sistemimize ilişkin bilgi edinilirken yalnızca resmî kaynaklara başvurulması; doğruluğu teyit edilmemiş, kamuoyunu yanıltıcı nitelikteki açıklamalara itibar edilmemesi büyük önem taşımaktadır.
YALAN HABER
Son dönemde orman yangınlarının elektrik kaynaklı olduğuna dair sosyal medyada ve bazı mecralarda yer alan, kamuoyunu yanıltmaya yönelik asılsız iddialar
DOĞRUSU NE?
Türkiye’deki orman yangınlarının büyük bölümü; insan kaynaklı hatalar, ihmal ve doğal etkenlerden kaynaklanmaktadır. Elektrik kaynaklı yangınlar tüm orman yangınlarının yüzde 5’inden daha azını oluşturmaktadır.
Bu çerçevede, tarımsal faaliyetler sırasında kontrolsüz ateş kullanımı, söndürülmeden atılan sigara izmaritleri ve meteorolojik koşullar (yüksek sıcaklık, rüzgâr, kuraklık vb.) yangınların başlıca sebepleri arasında yer almaktadır.
Elektrik altyapısından kaynaklanan yangınlara ilişkin her olay, ilgili kurumlar tarafından soruşturulmaktadır. Mevcut veriler, elektrik kaynaklı yangınların oranının oldukça düşük olduğunu ortaya koymaktadır.
Öte yandan, Türkiye’de orman yangınlarıyla mücadele çalışmaları 2025 yılı hedefleri doğrultusunda kararlılıkla sürdürülmektedir. Bu kapsamda 27 uçak, 105 helikopter, bin 786 kara aracı, 2 bin 742 ilk müdahale aracı, aktif olarak görev yapmaktadır.
Yangın tespiti ortalama 2 dakikada gerçekleştirilmekte; 776 gözetleme kulesi ve yapay zekâ destekli sistemler ile 14 insansız hava aracı (İHA) bu süreçte aktif rol oynamaktadır. Yangınla mücadelede 8 bin 500 personelin yanı sıra 25 bin orman gönüllüsü görev almaktadır.
Bu çerçevede, kamuoyunun yalnızca resmi kaynaklarca paylaşılan bilgi ve açıklamalara itibar etmesi hem doğru bilgilendirme hem de afetle etkin mücadele açısından büyük önem taşımaktadır.
YALAN HABER
Bazı basın yayın organlarında, Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde yaşanan elim olayla ilgili, emekli bir personelin değerlendirmesine dayandırılan "mağarada tuzaklama yapıldığı" yönündeki iddialar
DOĞRUSU NE?
Millî Savunma Bakanlığı’mız tarafından yapılan açıklamadan, 6 Temmuz 2025 tarihinde 852 Rakımlı Tepe’de meydana gelen elim hadisede tuzaklama iddiasının asılsız olduğu net biçimde anlaşılmaktadır.
Millî Savunma Bakanlığı kaynaklarının vurguladığı üzere söz konusu mağara yaklaşık iki yıldır TSK kontrolünde olduğu için teröristlerin kimyasal tuzaklama yapması söz konusu değildir. Etkilenen personelin mağaraya aynı anda sokulduğu iddiası da doğru değildir.
Emekli asker sıfatıyla yapılan yorumlar, kamuoyunda resmî bilgi gibi algılanmamalıdır. Şehitlerimizin Aziz Hatırasını kullanarak bilgi kirliliği yaratmaya çalışan kişi veya odaklara karşı, toplumsal sorumluluk bilinciyle dikkat edilmesi gerekmektedir.
Kamuoyunun, yalnızca resmî makamlarca yapılan açıklamaları esas alması, asılsız iddialarla oluşturulmak istenen dezenformasyon kampanyalarına karşı dikkatli olması büyük önem arz etmektedir.
YALAN HABER
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi ve onayıyla, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hayati Yazıcı ile Hasan İmamoğlu’nun görüştüğü yönündeki iddia
DOĞRUSU NE?
Sayın Hayati Yazıcı’nın sosyal medya hesabında açıkça belirttiği üzere, bir YouTube kanalında ortaya atılan ve sosyal medyada yayılan iddiaların her cümlesi yalan, kurgu ve iftiradan ibarettir.
Gazetecilik etik ilkeleriyle bağdaşmayan bu tür mesnetsiz söylemlerle kamuoyu bilinçli şekilde yanıltılmak istenmektedir. Gerçek dışı içeriklerle toplumu yönlendirmeye çalışan kişiler hakkında ilgili mercilerce hukuki süreçler başlatılmıştır.
Bu tür senaryoların amacı, toplumda kafa karışıklığı yaratmak ve devlete olan güveni sarsmaktır. Kamuoyunun, teyit edilmemiş, kaynağı belirsiz ve manipülasyon amacı taşıyan içeriklere karşı dikkatli ve sağduyulu yaklaşması büyük önem taşımaktadır.
YALAN HABER
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Tarım ve Orman Bakanlığından yangın söndürme uçağı satın alımı ve kullanımı konusunda yetki talep ettiği ancak bu talebin reddedildiği” yönündeki iddia
DOĞRUSU NE?
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2025 yılı itibarıyla 27 uçak ve 105 helikopter ile toplam 438 ton su atma kapasitesine sahiptir. Ayrıca 14 aktif insansız hava aracı (İHA) ile Türkiye, bu alanda dünyada ikinci sırada yer almaktadır. Yangınla mücadele faaliyetleri modern teknolojiyle desteklenerek en üst düzeyde sürdürülmektedir.
Mevzuat gereği belediyelerin yangın söndürme amacıyla uçak temin etme, kullanma veya yönlendirme gibi bir yetkisi bulunmadığı, bu yetkinin Orman Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olduğu bilinmektedir.
Tüm bu hukuki ve teknik gerçekler ortadayken çeşitli basın organlarının İzmir Büyükşehir Belediyesi adına kamuoyunu yanıltıcı haberler yayınlaması, bilgi kirliliğine yol açmakta ve vatandaşlarımızın hassasiyetlerini istismar etmektedir.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bu konuda yapılmış herhangi bir resmî başvuru da bulunmamaktadır. Kamuoyuna sunulan bu tür asılsız söylemler, yalnızca toplumsal algıyı manipüle etmeye yöneliktir.
Vatandaşlarımızın bu tür manipülatif ve gerçek dışı beyanlara itibar etmemesi önemle rica olunur. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
YALAN HABER
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt dışı ziyaretlerinden dönüşte uçakta gazetecilerle yaptığı görüşmelere ilişkin, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in bugün düzenlediği basın toplantısında dile getirdiği iddialar
DOĞRUSU NE?
Sayın Özel’in hiçbir somut veriye dayanmadan ortaya attığı mesnetsiz iddialar, gazetecilik mesleğini, basın özgürlüğünü ve kurumsal devlet yapısını hedef almakta ve siyaseten sorumsuz bir yaklaşımı gözler önüne sermektedir.
Doğrusu; Sayın Cumhurbaşkanımız ile gazeteciler arasında gerçekleşen uçakta yapılan bu toplantılarda ses kaydı, haber amaçlı olarak toplantıya katılan gazeteciler tarafından alınmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanımıza yöneltilen sorular da gazeteciler tarafından tamamen kendi inisiyatifleriyle belirlenmekte ve Sayın Cumhurbaşkanımıza tevcih edilmektedir.
CHP Genel Başkanı Sayın Özel’in, gazetecileri itibarsızlaştırmaya ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik açıklamalarını bilinçli bir algı operasyonu olarak değerlendiriyoruz.
YALAN HABER
Son dönemde ülkemizi etkisi altına alan orman yangınlarıyla ilgili devletin ekipman eksikliği nedeniyle yetersiz kaldığı yönünde ortaya atılan iddialar, gerçeği yansıtmamakta ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içermektedir.
DOĞRUSU NE?
Devletimiz, orman yangınlarına karşı mücadelesini, tüm kamu kurumlarının eşgüdümüyle, etkin ve kapsamlı bir şekilde sürdürmektedir. Bu çerçevede vatandaşlarımızın güvenliğini önceleyen kapsamlı bir müdahale yürütülmekte, vatandaşlarımıza kesintisiz destek verilmektedir.
Kamu kurumlarımız devam etmekte olan aktif orman yangınlarına havadan ve karadan, çok sayıda uçak, helikopter, arazöz, su tankeri, iş makinesi ve yüzlerce personelle aralıksız müdahale etmektedir.
Yangın tehdidi altındaki yerleşim yerlerinden vatandaşlarımız, güvenli bölgelere tahliye edilmekte; yangınlardan doğrudan etkilenen vatandaşlarımıza sağlık müdahaleleri ivedilikle yapılmaktadır.
Türk Kızılayı ve ilgili birimlerimiz aracılığıyla yangın bölgelerinde beslenme hizmeti sunmakta ve vatandaşlarımızın temel ihtiyaçları kesintisiz bir şekilde karşılanmaktadır. Hasar tespit çalışmaları hızla yapılmakta; yangından etkilenen bölgelere acil yardım kapsamında ödenek gönderilmektedir.
Tüm bu gerçekler, devletimizin sahada etkili ve hızlı bir kriz yönetimi ortaya koyduğunu göstermektedir. Ormanlarımızın korunmasına ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam etmektedir.